9 Ocak 2012 Pazartesi

Bir Kış Günü Rüyası

Bir pazar günü, yine İstanbul uyurken biz 55 aklıselim güzide insan, sabahın 6'sında çıktık yollara. Bazıları için çok güç gelebilir ama oralarda aldığımız "nefes" için her şeye değer. Pazar yürüyüşleri, İstanbul'un keşmekeşinden, iş yaşantısının o sizi içine alan çemberinden, kaotik trafikten bir kaçış bence. Ve hatta "canlı" olduğumuzun müspet bir kanıtı!


Bu yürüyüşümüzün ilk durağı daha önce burada da  yazdığım Çubuk Gölü'ydü. Mart sonu gibi gittiğimizde baharın ilk coşkusunu yaşayan göl, şimdilerde kışın kasvetini sırtlanmış uyuyordu. Bu halinde fena bir hüzün vardı ki, bastıran yağmur da bu düşüncemi katmerledi.



Çubuk Gölü'nde beni en mutlu eden şey, takriben 9 ay önce geldiğimizde kilometrelerce yolu bizlerle yürüyen köpeklerin yine orada olmasıydı. Küçümen serpilmiş ama arsızlığından hiçbir şey kaybetmemişti. Her zaman karşımıza bir köpek çıkar diye fazladan getirdiğim sandviçi öyle bir yuttu ki, sandviçin içindeki -köpeklerin pek sevmediği- maydanozları bile afiyetle götürdü. Umuyorum, yine bir bahar Çubuk Gölü'nden Davlumbaz Yaylası'na çıkarken peşimize takılır!



İkinci ve son durağımız Abant Gölü'ydü. Daha önce bir trekking ekibiyle Abant'a gelmemiştim. İyi ki gelmişim dün. Göle tepeden bakmak, çam ve köknar ağaçlarına selam çakmak ve karın içinde kah yürüyerek kah yuvarlanarak ona ulaşmak harikaydı. Yağan kar ve yağmurdan korumak adına çok fazla fotoğraf makinemle etrafa bakamasam da, buraya eklediklerimle umarım bu karlı rüyayı sizlere anlatabilmişimdir.

Kıssadan hisse, Pozitif Doğa Sporları ailesinin bir mensubu olarak imrendirici bir gün yaşadığımı söylemeden edemeyeceğim. Rehberimiz Muhi'ye, Artçımız Murat'a ve doğa delisi tüm dostlarıma şükranlarımı sunarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder