20 Ekim 2013 Pazar

İstanbul'da Hayaller Sahnesi: İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ

 İstanbul Oyuncak Müzesi 

"Gelişmiş ülkelerde oyuncak, çocukların hayalleri gelişsin diye alınır; geri kalan ülkelerde ise oyuncak çocuklara oyalansın diye alınır. Oyuncakları hayalleri gelişsin diye alan ülkeler dünyayı yönetir; diğerleri ise onların kapılarında oyalanmaya mahkûmdur. Çocuklarını oyuncaklarla oynatan, hayaller kurdurtan bir ülke medeniyette ileri mi gider, medeniyetten geri mi kalır?"
Sunay Akın

  İstanbul'un Kadıköy ilçesinde Göztepe semtinde oldukça devasa binaların arasında beyaz ahşap köşktedir İstanbul Oyuncak Müzesi. Dev zürafaların karşılıdığı müze insanı zamanda yolculuğa çıkaran, İstanbul'un devasılığı, karmaşılığından hayal dünyasının genişliğine uzanan bir zaman kapsülüne hoşgeldin der kapıdaki kurşun askerler. Bazı müzeler vardır benim için bir seferde hiç bir şey göremediğim tekrar tekrar gitmem gereken müzeler... Arkeolog olmam dolayısıyla bu duyguyu İstanbul Arkeoloji müzesinde hissetmiştim ilk ve defalarca gitmeme rağmen her seferinde bir şeyi gözden kaçırdığımı fark etmişimdir. Oyuncak müzesi de aynı heyacanı uyandırdı bende ve bir kaç kere gitmeden o ayrıntıyı en derinliklerine kadar gördüğümü hissetmeden de gezdim diyemeyeceeğim bir yer.  Sunay Akın'ın emekleriyle oluşturulan ve dünyada eşi benzeri olmayan bu müzeyi gezmenizi şiddetle tavsiye ederim hala canlı bir insan olduğumuzu ve büyüdükçe nelerden vazgeçtiğimizi insanlığımızı, hayellerimizi nasıl yitirdiğimizi göreceksiniz. Son olarak müzeye girişte sesli rehber almanızı öneririm Sunay Hocanın anlatımıyla o dünyanın içine giriyorsunuz bir an oyuncakların arasında bir kahraman oluyorsunuz.  Oyuncak müzesi albümünü ve adresini aşağıda paylaşıyorum umarım gidersiniz. 




Adres: Göztepe mah. Dr. Zeki Zeren Sokak. No:17  Kadıköy/İSTANBUL
0216 385 36 02  


Daha Büyük Görüntüle

Yazan ve Fotoğraflar : Fevzi Telli

1 Ekim 2013 Salı

Biorezonans nedir? Op. Dr. Hasan İlkehan: "Biorezonans geleceğin tıbbı olarak adlandırılabilir..."

Fransa ve İsviçre seyahatlerimde sokaklarda yürürken Bioresonance, Naturopathie, Osteopathie, Kinesitherapie levhalarını görür, nasıl tedavi uyguladıklarını merak ederdim.. Algıda seçicilik sanırım, sonradan bu konu sürekli olarak karşıma çıkmaya başladı. Araştırmaya karar verdim. 


Biorezonans nedir?
İnsan organizmasının doğadaki tüm maddeler gibi kendine özgü elektromanyetik frekanslar yaydığını biliyoruz. Hücrelerin, dokuların, organların, hepsinin kendi özgün frekansları olduğunu ve birarada kişinin genel  frekans spektrumunu oluşturduğunu da kolaylıkla akıl edebiliriz... 

Hasta insanda bu frekanslar sağlıklı insandaki gibi değilmiş.. Alerjen, virüs, toksin, bakteri, amalgam, mantar gibi hasta edicilerin de kendilerine has frekansları olduğundan vücudumuza girdiklerinde metabolizmamızın titreşim ahengini bozuyorlarmış. Bu da hastalıklara neden oluyormuş tabii.. 

Hastalıklara neden olan bu yabancı frekansları vücudumuzdan atabilen bir yöntem Biorezonans... Özel bir cihazı var, haftada bir gün bağlanıyorsunuz ve hastalığınıza, alerjinize göre farklı programlar uygulanıyor. Negatif etki yapan frekanslar bu cihaz sayesinde saptanabiliyor ve temizlenerek manyetik bir minder aracılığıyla tekrar bünyeye iade edilebiliyor. Hücrelerin bilgi alışverişi eski düzenli haline kavuşuyor ve sağlığımıza tekrar kavuşuyoruz.. 

Biorezonans tedavisi başlamadan önce vücut üzerinde nasıl bir baskı olduğunun araştırması yapılıyor. Ağır metaller, alerjiler, zehirli maddeler, enfeksiyonlar,  az bilinen parazitler, bulunamayan mantar enfeksiyonları, çevredeki yoğun elektrik alanlar ya da yaşanan bölgenin coğrafi özelliklerinin kişide yarattığı etkiler araştırılıyor... Biorezonans testleri tüm bu zarar vermesi muhtemel faktörleri tespit ediyor, biorezonans cihazı ile uygulanan terapiler ise zararlı frekansları ortadan kaldırıyor.

Biorezonans terapisinin  mucidi Alman doktor Franz Morell.  Elektronik mühendisi olan damadı Erich Rasche ile birlikte elektromanyetik titreşim enformasyonları ile bazı hastalıkları tedavi eden, ilaç bilgilerini kişiye uzaktan, kablosuz aktarabilen bir cihaz geliştirmişler. 1977'de geliştirdikleri ilk biorezonans cihazı ile birçok hastalığın şaşırtıcı şekilde iyileşmesini sağlamışlar. Daha sonra bu cihazı daha da geliştirip fonksiyonlarını optimize etmişler ve biorezonans terapilerinin hizmetine sunmuşlar.

Biorezonans'ın Türkiye'deki öncüsü Dr.Sümer Zeynep Karabey, İzmir'de Bicom Biorezonans Tedavi Merkezi'ni kurmuş, Türkiye'de konuyla ilgilenen doktorlar burada eğitim alıyorlar. Biorezonans, ülkemiz hekimlerince 2006 yılından sonra uygulanmaya başlamış.

Op. Dr. Hasan İlkehan Göztepe'deki muayenehanesinde Dr. Sinan Akkurt ile birlikte biorezonans terapileri ile astımı, alerjileri, romatizmal hastalıkları, dikkat eksikliğini, kronik yorgunlukları biorezonans ile tedavi ediyor. 

Hastalarının çoğu, doğal yaşamı, doğal beslenmeyi seçen, ilaç kullanmayı sevmeyen ya da ilaçlardan fayda sağlayamamış insanlar... Önemli bir kesim ise kronik hastalıkları ve allerjileri için başvuruyorlar Biorezonans'a... Son dönemde kanserli hastalar da gelmeye başlamış.

Biorezonans konusuna ilginiz ne zaman, nasıl başladı?
Ben, çocuk cerrahisi ihtisası yapmış bir hekimim. Tıp Fakültesi’ni bitirdiğim günden beri klasik tıpta çözüm bulamadığımız konular, sebebini anlayamadığımız hastalıklar üzerine kafa yordum hep. “Alternatif” olarak adlandırılan tedavi yöntemlerinin sağlığımız üzerinde etkili olabildiği noktaları fark ettim. Bu konulara derinlemesine eğilmeye başlamam 2006 yılında oldu. Biorezonansı "tamamlayıcı tıp" olarak tanımlamak bana daha uygun!

Çocuklarda çok sık rastladığımız alerji, karın ağrısı konularında çalışırken biorezonansın alerji tedavisinde etkili olduğunu gördüm. 2008’den itibaren de buna yoğunlaştım. Dünyada başarısını kanıtlamış biorezonans uygulamalarını araştırdım. Yurt içinde ve yurt dışında eğitimlere katıldım. Konferanslar, seminerler izledim. Vaka ve bilgi paylaşımlarında bulundum.

Süreç içinde Biorezonans tedavilerini önce kendimde, sonra ailemde ve yakın çevremde uygulamaya başladım. Olumlu sonuçlar aldıkça Biorezonans tedavi uygulamalarımı artırdım.  

2012’den itibaren cerrahlığı bırakıp tamamen biorezonans terapilerine yöneldim. Hastalarıma son dört yıldır uyguladığım biorezonans terapilerinin olumlu neticelerini artırmak için bu alanda her gün yeni bir bilgi ve tecrübeyi uygulamaya koymaya çalışıyorum.

Dr.Hasan İlkehan, Biorezonans tedavilerini.önce en yakınlarına uygulamaya başlamış

Cerrahlığı neden bıraktınız?
Hiçbir yan etkisi bulunmayan biorezonansı önce kendimde, sonra en yakınlarımda uyguladığımda aldığım olumlu sonuçlar beni bu alana yöneltti. Biorezonans uygulamalarını insanlık yararına sunmayı misyon edindim kendime. Klasik tıbbın çözemediği sorunları Biorezonans terapileriyle çözüp insanları mutlu ettiğimde ben de tarifsiz bir mutluluk duyuyorum.

Hangi hastalıklarda daha iyi netice veriyor?
İlk çalışmalarım daha çok alerjiler üzerine yoğunlaşmıştı.  Tecrübe ettikçe biorezonans terapisinin hemen her hastalıkta kullanılabileceği gerçeği fark edildi. Hastalıklar vücuttan algılanan frekanslarda farklılaşmalar yaratmaktadır. Ortadan kaldırıldıklarında ise birçok hastalık tam olarak tedavi edilebiliyor. Geleneksel yaklaşım ile iyileşmeyen ve bir türlü sebebi anlaşılamayan hastalıklar da buna dahildir. Bu nedenle Biorezonansı "geleceğin tıbbı" olarak adlandırabiliriz.

Doğduğundan beri her gece karın ağrısından yakınan  ve ağlama krizleri ile ailesini haftada bir ya da iki kere hastaneye gitmeye mecbur bırakan beş yaşında bir hastam vardı. Birkaç seans biorezonans tedavisinden sonra ağrı ve ağlama krizleri bitti. Nedeni o güne kadar farkedilememiş süt alerjisi idi.

Peki bunu nasıl anladınız? 
Biorezonans terapilerine başlamadan önce hastalarımıza testler uyguluyoruz. Bütünsel yaklaşım önemli burada. Vücudunun tüm organ sistemlerini detaylı bir şekilde test ediyoruz. Özel bir kan testi ile 12.400 çeşit etken araştırıyoruz. Bu şekilde saptanan patolojiler belirli bir plan çerçevesinde tedaviye alınıyor.


Bu çok pahalı olsa gerek...
Keyfi olarak sıklıkla yaptırıldığını duyduğumuz testlerden daha ucuz olduğunu söyleyebilirim.

Süt alerjisi nedir?
Ülkemizde oldukça yaygın ve genellikle fark edilemeyen bir alerji sorunudur. Bebeklik çağında ağlama krizlerine, kramplara, egzamalara, pişiklere neden olur ama yıllar geçtikçe bu akut şikayetler azalır, form değiştirip allerjik rinit, astım semptomları vermeye başlar.

Biorezonans pratiğinde biz bunu “maskeli alerji” diye tanımlıyoruz. Buğday, süt, süt+buğday, şeker ve yumurta gibi günlük hayatta çok sık karşılaştığımız şeylerden birine veya birkaçına alerjisi olanlar bunun farkına varamamaktadır. Çünkü bu allerjenlere direkt tepki vermeyen metabolizma, polen, çilek, kedi, domates gibi minör allerjenlere tepki vermektedir. Ve insanlar sadece bu yönün farkına varmaktadırlar.. 

Biorezonansı en sık hangi alanlarda kullanıyorsunuz?
Biorezonans geleneksel yöntemlerle saptanamayan gizli alerjileri ortaya çıkardımcı oluyor. Alerji tedavisinde çok başarılı sonuçlar alıyoruz. Gizli alerjinin saptanıp tedavi edilmesiyle diğer tüm alerjiler hafifliyor ya da tamamen ortadan kalkıyor.

Kronik birçok hastalığın temelinde gizli bir alerjinin bulunduğunu söyleyebilirim. Buğday, inek sütü, koyun yünü, maya mantarı gibi... Ortadan kaldırıldığında hastalık da tedavi edilmiş oluyor.

Biorezonansı kullandığımız alanların başında alerjiler geliyor. Ağrılı eklem ve omurga problemlerinde, spor yaralanmalarında, huzursuz bacak sendromu ve migrende, sebebi anlaşılamayan ağrılarda biorezonans terapisi mutlu eden sonuçlar alıyor.

Biorezonans terapisi stres, yorgunluk ve depresyon şikayetlerine de iyi geliyor mu?
Kesinlikle! Detoksifikasyon olarak adlandırdığımız genel sağlığın iyileştirilmesi çalışmalarımız var. Biorezonans, bünyede stres yapan faktörleri tarıyor. Bu faktörlerden bir kısmı sistem üzerinde yük oluşturan zehirli maddelerdir. Bu maddelerin frekanslarının sıfırlanmaya çalışılması ile detoksifikasyon gerçekleştilmiş oluyor. Bünyenin temizlenmesi genel sağlık durumunu iyileştiriyor. Hayat enerjisinin tazelenmesi de diyebiliriz buna..

Bünyede stres yaratan zehirli maddelere örnek verebilir misiniz?
Amalgam dolgular, cep telefonları, yaşanılan coğrafi alan, önceden yapılmış aşılar... Bütün bunlar bünyede bozulma yaratan faktörler... Ancak biorezonans ile ortadan kaldırılabiliyor...

Biorezonans terapisini çocuklar için de öneriyor musunuz?
Biorezonans tedavilerinin yaş sınırı yoktur. Çocuklardaki etkisinin daha güçlü olduğunu söyleyebilirim.

Çocukların hangi rahatsızlıklarında daha etkili oluyor?
En sık karşılaştığımız vakalar alerjiler: Pişikler, egzamalar, astım, kabızlık... Alerji türünü  tespit edip bunların hepsini biorezonans ile tedavi edebiliyoruz.  Ayrıca, çocuklardaki dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin de alerji ve ağır metal sorunlarından kaynaklanabileceği anlaşılmıştır. Biorezonans bunu da tedavi edebilmektedir.

Sağlıksız beslenmenin olumsuz etkilerini de giderebiliyor musunuz?
Uygunsuz mikro organizma bileşimleri bağırsak florasını bozarlar. Fazla şeker, beyaz un, boya maddesi, koruyucu maddeler alerji oluşumunda büyük rol oynarlar. Yüksek sayıda patolojik bakteri ve maya mantarı, özellikle de “Candida Albicans” bağırsakta aşırı gaz oluşumu ve kramplara neden olur. Toksik maddeler bağışıklık sistemini bozar. Beyin bu durumdan etkilenir. Açıklanamayan yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu ve ruhsal dalgalanmalar şeklinde bir kısır döngü oluşur. Alerji terapisinde bağırsak florasının arındırılması bu nedenden önemlidir. İnek sütü ve buğday alerjisi yüzünden kronik egzama çeken hastaların da biorezonans terapisinden büyük fayda sağladığını söylemeliyim. 

Bağımlılık tedavisi de yapıyor musunuz?
Vazgeçilmek istenen sigara bağımlılığını biorezonans tedavileriyle rahatlıkla ortadan kaldırabiliyoruz.  

Kanserli hastalarınız da var mı?
Evet. Her aşamadaki kanserli hastaya destek tedavisi uyguluyoruz.

Biorezonans mucize gibi bir şey o zaman... Menopoz rahatsızlıklarını da ortadan kaldırabiliyor musunuz?
Biorezonans kişiyi bir bütün olarak ele alarak tedavi eder. Biorezonansı "geleceğin tıbbı" olarak tanımlayabiliriz. Nezleden kansere, alerjiden menapoza tüm alanlarda uygulanabilir. Belli bir yaştan sonra kadında da, erkekte de hormon bozuklukları oluşur. Biorezonans  terapileri birçok rahatsızlıkta insanlara hayat kalitelerini iade edebilmemize yardımcı oluyor. Size bir örnek vermek istiyorum. Bir hastam şiddetli migren ağrıları için başvurmuştu. Çeşitli alerjileri olduğunu saptadık. Tedaviye başladık daha ilk birkaç seans sonrasında hastamın migren atakları yokoldu. Alerjiler ortadan kalkınca migren de yokoldu..