3 Ekim 2012 Çarşamba

Oyun oynar mısınız?

Güzel şeyler oluyor, kötü şeyler de. Olanca kötü şeyin arasında, aklımıza mukayyet olmak gün geçtikçe zorlaşıyor, bunu biliyorum. Ama karamsar bakmanın ve peşi sıra yaşamanın da, ne kendimize ne de yaşam bahçemize bir faydası olduğunu da düşünmüyorum. Aslında dipte olmak ne kadar afilli görünse de (evet edebiyata da pek yakışır) en kolayıdır aslında. Kesinlikle ahkam kesmek değil amacım, gayem az önce not defterime düşen düşünce balonlarını buraya da geçirmek.

Ne diyordum, dip diyordum evet... Size çocukluğumdan beri yaptığım, ara ara yapacak takatim hiç kalmasa da yapmak için çaba gösterdiğim küçük oyunumdan bahsedeyim. Bu güzide oyunum hangi ara çıktı çok anımsamıyorum ama iyi ki de çıkmış diyorum, acılar erken katmerlenince oyunbaz mı oluyor insan ne... 
İşte oyunun kuralsız kuralları:

Son gezentiliğimde 71 yaşındaki Malezyalı bir amca ve kızıyla tanıştım, aynı yerde kalmamız dışında sanırım hayata bakışımızın da denk olması sohbetlerimizi koyulaştırdı. Amca'nın beni bugün Facebook üzerinden arkadaş olarak eklemesi ve hala tatlı bir iletişimde olmamız, Kapadokya'da yaptığımız sohbetler ve içtenlikle anlattığı Tai chi felsefesi ve hareketlerinin bana verdiği mutluluğa 10 puan veriyorum misal.

Yollarda köpek - kedi gördüm mü, hele de bakışıp koklaştım mı, iyi olduklarına inandım mı; ver oradan da bir 10 puan!

Festival zamanı mı, peşinen yaz 10 puanı! İzlediğin her iyi filme de çek 2 puan, çarp film sayısına, etti mi sana 20-30 puan!

Yeşil mi gördün, ağaç mı sevdin, dalından mevye mi yedin, yoksa doğada mısın? 10 puan kondu bile başına!

Dostların mı var? Ohoo o, senin sırtın yere gelmez koçum, sev - kolla onları, değerlerini gani gani bil. Al bir tane daha 10 puan!

Kahkaha mı attın, sağlığın yerinde herhangi bir yerinde ürtiker vs çıkmadı mı, cildiyeci amcalar - teyzelere uzak mısın, bademciliklerin bomba olmadı, faranjitin azmadı mı? İşte 20 puan da buna...

Keyiften 4 bin köşe olduğun müzikli, incelikli, renkli bir sohbete mi daldın; oradan da çek bir 10 puan!

Sevdiğin insanlar -canlılar- sağlıklı mı? Hallice mutlular ve elzem sıkıntıları yok mu, 10 puan, ta ta ta tam!

Uzaklardan  kardeşin gelip, senin gözlerine - gönlüne sözleriyle değerler biçip güzellikler mi kattı, tak koluna 10 puanı daha...

Az önce Knut Hamsun ve masalcı Andersen'den "İstanbul'da İki İskandinav Seyyah"ı okurken yolculuğa çıkmanın yaşamak olduğunu bir kez daha anladığında da yine bir 10 puan daha sana...

Bak ne kadar puanın oldu değil mi? Yaz yaz, say say bitmez bu puanlar! Gerisini de koy ver gitsin zaten...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder