1 Mayıs 2012 Salı

Karahindiba

Karahindibalara bakarken yine doğa - hayat döngüsü üzerine iç sesim durulmadı. Bir üflesem uçacaklardı, bir üflesem kabak gibi ortada kalacaklardı, tıpkı biz insanların yaşadığı gibi. Ben fotoğraflamayı tercih ettim, fena da olmadı hani, karahindibalar yollara kılavuzluk ederken ne de güzel poz verdi bana...

Yine doğanın fışkırması -insanlar izin verdiğince- baharın karşılanması geçen gün gördüğüm budanmış dallardan fışkıran küçük yeşil tomurcuklar, insan hayatına dair analoji yapmaya sevk etti beni. Siz hiç "Aman bu sonbahar da şu yaprakları dökmeyeyim" diyen ya da "Bu bahar da havalardan mıdır nedir hiç tomurcuklanmak - yeşillenmek istemiyorum" diyen bir ağaç gördünüz mü? İşte bizim hayatlarımız da o hesap, dünya dönerken ve mevsimler birbiriyle trencilik oynarken durmak - hareketsiz kalmak gibi bir lüksümüz yok sanırım.

Karahindiba, bu yaz çıkan Sinan Sülün'ün de öykü kitabının ismi. İlk çıktığı anda hele de bir doğumgünü hediyesi olarak yeni bir yazarla tanışmak kadar yaşıtım olan bir yazarı okumak, onu ilk kitabıyla keşfetmek gibisi de yokmuş. Bunu gelecekte diğer eserlerini okuyunca daha iyi anlayacağıma eminim. Kitapta üç öykü var: Aralık, Mavi Pelikan ve Karahindiba. İşte buradan da okumayanlara tavsiye eder, kitap dolu çayır çimen kokulu günler dilerim.

Balıkçının kovasından firar eden cesur balıklar olsun hep hayatınızda...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder