13 Mart 2012 Salı

Ülkemize altın madalyalar kazandıran bitki ressamı Işık Güner dünyada sadece iki kişiye verilmiş olan Mary Mendum ödülünün de sahibi.


Ataşehir'deki Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi benim sık sık gidip soluklandığım bir yer. Kameriyesi, nilüfer havuzları, çiçek seraları arasında dolaşmak, yerlere dökülmüş yaprak kurularını toplamak, öylece oturup yeşili seyretmek çok hoşuma gider. Burada açılan "bitki ressamlığı" kurslarına da katılmıştım iki yıl önce. Suluboya ile çiçek resimleri yapmak ideal bir meditasyon şekli bana göre... Bitki ressamı hocamız Işık Güner'di. Onunla yaptığımız söyleşiyi büyük bir keyifle aktarıyorum sizlere. Ülkemize bu alanda altın madalyalar kazandırmış bir yetenek Işık Güner. Aslında  bir çevre mühendisi. Ama bitki ressamlığı ve eğitmenliği daha ağır basmış. Bilim ve sanatı çok iyi harmanlamış. 

Bitkilerin resimlerini yapmaya ne zaman, nasıl başladınız?
Bitkiye ve resme olan ilgim çocukluğumda başladı. Karadenizliyim. Botanikçi bir babanın kızı olarak sürekli bitkilerle ve doğa ile alakalı olmuşumdur. Resim ise benim hep bir parçam oldu. Bitki ressamlığı mesleğinden haberdar oluşum ise çok uzak değil. 2002-2005 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde, ANG Vakfı'nın düzenlediği bitki resim kurslarına katılmıştım. Eğitmenliğini Christabel King’in yaptığı bu kurslarda bu işin temelini almaya başladım. Daha sonra önüme çıkan fırsatları değerlendirerek bu işle ilgilenen kişilerle tanışmaya başladım ve kendimi bu yönde geliştirmeye çalıştım. Marmara Üniversitesi'nde Çevre Mühendisliği eğitimi almış olmama rağmen, 2006'da mezun olduktan sonra bitki resimlerinin çekiciliğinden kendimi alamadım ve tam zamanlı ressam olarak çalışmaya başladım. 

Nasıl bir meslek bu? Bitkileri fotoğraflamak varken neden bu kadar zahmetli ve pahalı bir iş tercih ediliyor?
Bitki ressamlığı, bilimsel değerleri göz önünde bulundurarak, bitkileri birebir ve karakteristik özelliklerini ortaya koyarak resmetmektir. ­Bitki resimleri, bitkinin açık ve anlaşılır bir şekilde kayıt altına alınmasını sağlamaktadır. Ayrıca bitkilerin taksonomik açıdan önemli karakteristik özelliklerini vurgulayarak resmedilmesi, bitkileri tanımlamada, botanikçiler ya da ilgililer için son derece önemli bilgiler sağlamaktadır. Estetik açıdan ilgi uyandıran bu resimler, bitkinin çiçek, meyve gibi çeşitli kısımlarının mikroskop altında büyütülerek kesit çalışmalarının yapılmasıyla botanikçilere önemli teknik bilgiler sunmaktadır. Görsel anlatım, kompleks kavramları algılamamız için en iyi yoldur. Bu sayede bitkiyi daha iyi öğrenebiliyoruz, görerek daha iyi anlayabiliyoruz. Bitki bilimi konusunda uzman olmayan kişilerin ilgisini bu yöne toplamak için de çok faydalı bir yol. Bu sayede bilgi, daha ilgi çekici bir yolla insanlara ulaşmış oluyor. Tabii bir bitkinin resmini yapmakla fotoğrafını çekmek arasında büyük fark vardır. Fotoğrafla sağlanamayacak ayrıntı, resimle birebir ve doğru olarak anlatılabilir ve bu bitki teşhisi açısından da çok önemlidir. Resim ile, bitkinin gerekli bütün detaylarını aynı tabloda resmedebiliyorsunuz. Teknolojinin bu kadar gelişmesiyle beraber, fotoğraf ile bitkinin birçok detayını çok güzel bir şekilde görüntüleyebiliyorsunuz, ancak bitkinin bütün kısımlarını aynı anda, aynı netlikte fotoğrafını çekemiyorsunuz. Bitki resmi ile, bitkinin, tohumdan çiçeğe, çiçekten meyveye kadar bütün yaşam sürecini aynı tablo üzerinde resmedebilirsiniz. Çiçeğin ya da gerekli kısımlarının kesitini alarak tablonuza ekleyebilirsiniz. Fotoğrafla, bitkinin her kısmını aynı netlikte görüntüleyemezken, resim ile bunu çok güzel ifade edebilirsiniz. Uzun çalışmalar gerektiren resim bilimsel ve görsel açıdan büyük önem ve değer taşıyor.

Türkiye’deki bitki ressamları?
2002-2005 yılları arasında ANG Vakfı Boğaziçi Üniversitesi’nde birer haftalık yoğunlaştırılmış Bitki Ressamlığı Kursları düzenledi. Eğitmenliğini Christabel King’in yaptığı bu kurslardan sonra, ben de dahil olmak üzere, birçok kişi bu işle ilgili bilgi sahibi oldu. Kimimiz yoğunlaşarak bilgi ve becerilerimizi geliştirdik ve bu işi bir meslek haline getirebildik. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi bu konuya ilgi duyanlara ve kendini geliştirmek isteyenlere çeşitli kurs, atölye çalışmaları, haftasonu kursları sunmaktadır. Bu çalışmaların bir botanik bahçesinde olmasının çok büyük avantajları var tabii. Gezip görebileceğiniz, bazılarını örnek olarak alabileceğiniz ve resmedebileceğiniz sayısız bitkinin arasındasınız ve bu bitkileri bize en iyi şekliyle anlatabilecek botanikçi arkadaşlarımız hemen yanıbaşımızdalar. Bu sayede kurslar çok verimli geçiyor. Bunun dışında İsmek ya da Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın yeni yeni başlayan kursları var. Bu kurslarda eğitim alan çok öğrenci var ve şimdiden harika resimler yapmaktalar. Zaman gelecek onlar da kendilerini geliştirip bu işi meslek haline getirecekler ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kendi kurslarını düzenleyip, muhteşem çiçeklerini resmedecekler.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde düzenlenen Bitki ressamlığı Kursu

Hangi ülkede daha çok rastladınız bu meslekten insanlara?
Çalıştığım projelerden dolayı, yılın uzunca bir zamanını İngiltere ve İskoçya’da geçiriyorum. Oralardaki çalışmaları yakından takip edebiliyorum ve bazı ressamlarla çalışma fırsatı bulabiliyorum. Mesleğin hakkını veren ressamlar, kurumlar, kuruluşlar mevcut. Baktığınız her yerde bu işin başka bir şeklini görebiliyorsunuz. Profesyonel ya da amatör olarak ilgilenen çok fazla. Bu işi yapanlara, bitki resimlerine olan ilgi de bir hayli fazla. İnanılmaz kaynak ve kitap bulma lüksünüz var. Amerika ve Avusturalya gibi ülkelerde de bu mesleğe ilgi çok yüksek. Avrupa’da da bunun harika örneklerini görebiliyorsunuz. Bizim ülkemizdeki bitki sayısı, bu ülkelere oranla çok daha fazla. İnanılmaz bir bitki çeşitliliğimiz var. Bitki Ressamlığı mesleği Türkiye’de yeni yeni yeşermekte. İnanıyorum ki zamanla Türkiye’nin harika bitkilerini resmeden birçok ressamımız olacaktır.


Acı Çiğdem - Colchium variegatum

Şu anda nerede çalışıyorsunuz?
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin düzenlediği bitki ressamlığı başlangıç kursları, atölye çalışmaları ya da haftasonu kurslarında eğitmenlik yapıyorum. Detaylı bilgi www.ngbb.gen.tr adresinde ya da benim sitem www.isikguner.com 'da var. Halen Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi’nin “Şili Bitkileri” kitap projesi için resimler yapmaktayım. Suluboya resimlerden oluşacak bu kitap, Şili’nin orman bitkilerini, çiçeğin ya da gerekli kısımlarının kesit çalışmalarıyla detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Resimlerin yüksek kalitesi, estetiği ve detayları botanikçilere son derece değerli bilgiler sunmaktadır. 2008 yılında başlayan bu proje, önümüzdeki bir iki yıl daha devam edecek. Şu ana kadar hazırladığım Şili Bitkileri resimlerini internet sitemden görmeniz mümkün. Ayrıca, yine Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi’nde önümüzdeki yıllarda başlaması planlanan uzaktan bitki ressamlığı eğitimi sistemine geçiş için yapılan hazırlıklarda da yer almaktayım.


Bu alanda Türkiye’ye kazandırdığınız ödüllerinizi anlatır mısınız?
Bu konu ile ilgili dünyanın birçok yerinde yarışmalar düzenlenmektedir. En önemlilerinden biri Kraliyet Bahçıvanlık Topluluğu  (Royal Horticulture Society) RHS'nin  Londra’da düzenlediği yarışmadır. Yaklaşık 20 yıldır düzenlenen bu yarışmaya dünyanın birçok yerinden ressamlar, en az sekiz çalışmasıyla katılmaktadırlar. Ben de 2010 yılında katılma fırsatı buldum ve altın madalya ile ödüllendirildim. Ayrıca yaptığım ‘Maymun Çıkmaz Ağacı (Araucaria Araucana) resmi, serginin en iyi resmi ödülünü aldı. Yarışmanın en genç ressamı olarak orada bulunmak, ilk defa katıldığım yarışmada iki ödül birden almak çok heyecan vericiydi. Yine en az sekiz resimle katılmanız gereken Edinburgh'taki BISCOT adlı yarışmada 2009'da gümüş madalya, 2011'de altın madalya alarak “Serginin en iyi resmi” seçildim. Şu ana kadar sadece iki kişiye nasip olan “Mary Mendum” ödülünü kazandım. Bu yarışmaların ikisine de hazırladığım Şili bitkilerinin resimleri ile katıldım. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin Soğanlı Bitkilerinden oluşan çalışmalarımla katılmak istiyorum.



Morbaş - Muscari adilii
Sadece sizin resmettiğiniz nadir bitkiler var mı? Hangileri?
2008 yılından beri çalıştığım Şili Bitkileri Projesi ile daha önce görmediğim, bilmediğim birçok bitkiyi resmetme fırsatı yakaladım. Bunlardan bir kısmı daha önce hiç resmedilmemiş bitkiler. Benim için bunlardan en keyiflilerinden biri Valdivia gayana denilen çok özel bir bitki. Geçtiğimiz yıl özellikle bu bitkiyi çizmek için Şili’ye gittim. Sadece bir mağaranın duvarlarından sarkan, çok az canlı örneği kalmış bir bitki. Hala yaşayabiliyor olmasını, mağaranın kutsal sayılıp buradaki vejetasyonun son derece iyi bir şekilde korunmuş olmasına borçlu. Maalesef başka yerlerde bulunan örnekleri kaybolmuş. Bu bitkiyi resmetme fırsatı yakaladığım için kendimi şanslı hissediyorum. Tabii Türkiye’de de henüz resmedilmemiş sayısız bitki var. Büyük heyecanlar bekliyor bizi... 

İstanbul’un bitkilerinden resmettikleriniz oldu mu? 
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde İstanbul’un çiçekleri için çok güzel alanlar oluşturuldu. Ve bu konuda bir projede yer almıştım zamanında. Botanik Bahçesi’nde bulunan İstanbul’un çiçeklerini ziyaretçilerin yararlanabileceği küçük bir kitapçıkta yayınlayabilmek için resmetmeye başladık. İlk iki yıldan sonra bahçemizde kurslarımıza katılan öğrencilerimden bazıları bu projede çalışmaya başladı ve onlar devam etti. Şu anda birçok bitki resmedildi. Proje yakında hayata geçer. 

Türkiye’nin çiçekleri hangileri?
Türkiye’de yaklaşık 11.000 farklı bitki türü var. Bunların 3.000'den fazlası endemiktir. Sadece ülkemizde yetişir, anavatanı burasıdır. Avrupa'daki toplam bitki sayısı bile 3.000 civarındadır. Bizim ülkemiz gerçekten çok zengin. İnanılmaz güzellikte ve çeşitlilikte soğanlı bitkiler var memleketimizin her köşesinde. Biz ressamların yapacak çok işi var!

İstanbul’un şahane botanik bahçesi Nezahat Gökyiğit’den  de bahseder misiniz? 
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB), Ali Nihat Gökyiğit Vakfı’nın (ANG Vakfı) genelde biyolojik çeşitliliğin, özelde bitki çeşitliliğinin hayati önemi, korunması ve tanıtılması amacıyla gerçekleştirdiği toplumsal bir faaliyettir. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, 1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturulmak amacıyla kuruldu. Başlangıçta “hatıra parkı” amacına yönelik bir bitkilendirme ve ağaçlandırma planıydı. Daha sonra amaç değiştirilerek, bir botanik bahçesi olma yolunda çalışmalara başlandı. Bahçe 2002 yılında halkın ziyaretine açıldı ve 2003 yılında adı Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi olarak değiştirildi. Botanik bahçesindeki koleksiyon sayısı günden güne artıyor.  “Türkiye’nin Meşeleri”, “NGBB’nin Doğal ve Arsız Florası”, “Türkiye’nin Soğanlı Bitkileri”, “Türkiye’nin Tıbbi ve Itri Bitkileri”, “Türkiye’nin Kaybolmaya Yüz Tutmuş Meyveleri”, “Kurak ve Çorak Bahçe” çalışmaları ile tehdit altındaki bitkilerin korunmasına yönelik çalışmalar bilimsel çabanın birer parçası olarak NGBB projesine dahil edilmiştir. 

Eğitim ve öğretim konusunda, çeşitli konularda halka ulaşmaya çalışan bir enstütü sıfatındadır. Çeşitli konularda atölye çalışmaları, seminerler ve kurslar düzenleyerek halkın botaniğe olan ilgisini ve bu konudaki bilgi seviyelerini artırmayı hedeflemiştir. Bitki ressamlığı kursları da bunun bir parçasıdır. Uzun zamandır bu harika ortamda düzenlediğimiz kurslar sayesinde birçok kişiye ulaşma ve bu konuda bildiklerimizi aktarma fırsatı bulabildik. Artan ilgiyle, bu alandaki kurslarımızın sayısını ve çeşitliliğini de artırmayı hedefliyoruz.

Babanız Adil Güner’i ve çocukluğunuzda bitkilerle maceralarınızı anlatmanızı istesem…
Tabii... Botanikçi bir babanın kızı olarak doğayla, bitkilerle, dağlarla aşkım çoçukluğumda başladı. Bunda Karadenizli olmamızın da oldukça büyük payı var. Babam işi gereği hayatının büyük bölümünü arazi çalışmalarında geçirmiştir. Türkiye’nin binbir çeşit bitkisini toplayarak arşivler oluşturup, çalışmalar yapmıştır yapmaya da devam ediyor. Biz üç kardeş de çocukluğumuzda sırayla bu arazi çalışmalarında babamıza eşlik ettik.  Beni ilk defa altı yaşımdayken götürmüştü arazi çalışmasına. Babadağı'na çıkmıştık beraber, Muğla’da. Hala anlatır babam, dağa çıkarken ayakkabılarımı almayı unutmuşum, terliklerle çıkmışım, yol boyunca da babama yol göstermişim "aman dikkat et düşme" diye! Babam bitkileri toplardı, akşamları onları kurutmak için preslerdi, ben de yardım ederdim. Çok keyifli anılar gerçekten... Şimdi tekrar çocuk olmak istedim bir anda...

Türk insanının çiçeklerle ve sanatla arası pek yok gibi… ne dersiniz?
Ben bunun ilgisizlikten değil, bilgisizlikten kaynaklandığına inanıyorum. Kurumlar ve kuruluşlar, devletimiz bu çalışmaları desteklese, ortaya çıkan ürünler, kaynaklar, projeler artsa, kafamızı çevirdiğimiz yerde bitkileri görebilsek, bu bilgilere kolayca ulaşabilsek bence bu durum çok farklı olurdu. Magazin haberleri yayınlar gibi, televizyonlarda, radyolarda, internette, bu konularla ilgili bilgiler sunulsa, bu bilgiyi alabilmek için ortamlar yaratılsa, bitkileri bizden daha çok sevenini, sanatın değerini bizden daha çok bilenini bulamazlar. Bu işin mesleğini, botaniği okumayan, ama bu konulara ya da sanata ilgisi alakası olanlar, hangi kitabı alacak da birşeyler öğrenecek? Azıcık olan ilgisini nasıl büyütecek ? Bence bizim ilgisizliğimiz bizden kaynaklanmıyor, kaynaksızlıktan, bilgisizlikten kaynaklanıyor. Ben eğer yabancı dil bilmeseydim, bitki ressamlığı konusunda şu anda bildiklerime sahip olamazdım, bu konuda kendimi bu kadar geliştiremezdim. Ben şimdi bu işi profesyonel olarak yapabiliyorum ve bildiklerimi aktarabilmek için her fırsatı değerlendiriyorum. Umarım ileride gerek bu sanatla gerek botanik bilimiyle ilgili kendi dilimizde yayınlar yapmaya başlayabiliriz.

Çocuklara doğayı nasıl sevdirebilir ve korumalarını sağlayabiliriz?
Bu kısım benim uzmanlık alanıma çok girmiyor açıkçası. Çocuğum olmadığı için, yetiştirmeyi de henüz bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum ki çoçukların inanılmaz bir fotoğrafik hafızaları var. Görüyorlar ve unutmuyorlar. Büyüklerini, ebeveynlerini taklit ediyorlar. Böyle başlıyorlar öğrenmeye. Eğer ebeveynler olarak doğaya olan sevgimizi göstermezsek, bunu çocuğumuza yaşatmazsak, onlardan da bu konuda çok şeyler yapmalarını bekleyemeyiz. Bence herşey burada başlıyor. Dileriz bu konuda kurum ve kuruluşların  çalışmaları artar, okullar bu konuya ağırlık verir ve sevdirerek öğretmenin yollarını uygularlar.

Müzik-çiçek ilişkisi doğru mudur?
Doğrudur herhalde. Annem hep şarkılar söylerdi evde çiçeklerini sularken yada başka işlerini yaparken. İnanılmaz bir yeteneğe sahip bitki yetiştirmek konusunda. Yemyeşil orman yapardı evimizin her köşesini. Bitkileri yaşam enerjisini annemin söylediği şarkılardan alıyordu büyük ihtimal...
Cyclamen cilicium

Ya sevgi ve çiçek? Aşık olduğunuz bitkiler var mı?
Çiçekleri sevmemek mümkün mü? Ben bir bitkinin resmini yapmaya başlamadan önce, onunla biraz vakit geçiririm. İncelerim detaylarına bakarım. Detaylarını, renklerini gördükçe, anladıkça o bitkiye aşık olurum. Sanırım bunu resimlerime de yansıtabilmeye başladım artık. Çok ayırt etmiyorum ben bitkileri. Uzun uzun vakit geçirince bir bitkiyle, onun her kısmını inceleyince, zaten aşık oluyorsunuz.

Evinizde hangi bitkiler var?
Evim fazla güneş almadığı için ve hayatımın çoğunu seyahat halinde geçirdiğim için çok fazla bitkim yok. Eğrelti türü bitkilerim, çeşitli otlarım var. Yasemin çiçeğim çok güneş alamadığı için fazla çiçek vermiyor. Kaktüsleri de çokseviyorum. Minik minik bir sürü kaktüsüm var. Aloe vera da var balkonumda. Küçükken almıştım, kocaman oldu. Harika bir his.

Botanik meraklılarına  gönderdiğiniz mektuplara nasıl ulaşabiliriz?
Mail grubumuza ve mektuplarıma ulaşmak için şu linki tıklamanız yeterli:  http://eepurl.com/ic7wc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder