Hediye - Gecikmiş değil, zamana sığmayan bir teşekkür
Ben istemedim. O da zaten bir şey vermedi bana. Yaşamımın bir yerinde varlığı ile, düşündükleri ile, doğallığı ile kendisini tanımış olmak kendi başına bir hediye idi bana.
* * *
Birşeyler sundu, zenginleşti o. Ben ise elle tutulur birşey almadım, zenginleştim.
* * *
Bir süredir hediye üzerine yazmak, düşünmek, kağıda her ne düşecek ise sizlerle paylaşmak istiyordum. Şimdi Gülay’ın sorusu bana ulaşmadan oturdum yazıyorum. Ona, sizlere, bana bir hediye olsun, kimi hediyelere selam iletsin diledim. Ayrıca, sizin yaşamınızda ama almakla, ama vermekle sahiplerini bulacak kimi hediyelere belki bir ışık olur bu yazı.
* * *

"Gün Abi, Gün Abi" diyordu bana telefonda. "Hediye alacağız, para topladık. Çok seviyoruz onu… Saygı da duyuyoruz. Hediyemizle bunu iletmek istiyoruz kendisine. Ne alalım ona, nasıl bir hediye alalım? Bir vitrinde şunu, bir dükkanda bunu gördük. Çok güzeller…"
"Birşey alacaksanız" dedim," kullanım alanı bulsun o kişinin yaşamında, o nesne de yaşasın o kişiyle. Ya da, maddeden öte, düşüncelere yönelin, düşüncelerinizi, sevginizi, saygınızı iletin kendisine…" dedim.
"Peki, teşekkür ederim" dedi bana, telefondaki ses. Tam kapatırken, "Hey" dedim.
- Efendim ?
"Bak kerata, eğer bana bir hediye düşünürseniz bir gün, onun maliyeti 2 lirayı geçmesin, olur mu?" dedim. Güldü. "Peki Gün Abi" dedi…
Birkaç zaman sonra sözü açıldı da öğrendim, sözkonusu kişi için bir defter almışlar, düşüncelerini yazmışlar, sunmuşlar kendisine…
Geçenlerde, "Ağabey" dedi aynı genç, "görüşebilir miyiz?" "Tabi" dedim, sözleştik, buluştuk… Elinde içi dolu koca bir zarf… "Sizin doğum gününüzdü geçenlerde…" dedi. "Hani, 2 lirayı aşma demiştiniz…" Gülümsedi, mahçup, sevinçli, gururlu…
Ve açtı elindekileri, birer birer…
Dostlarımı aramış, soruşturmuş, diğerlerine ulaşmış, yazmış onlara, aramış sonrasında. Yazın demiş, Gün abiye düşüncelerinizi yazın, benim aracılığımla iletin ona. Doğum günü için. Bir imece başlatmış, desteklemiş ardından. Kimi dost katılmış bir yazı, bir düşünce ile, anlamlı bir nesne ile, kimi diğeri ise yazıyla değil düşünceyle katılmış bu hediyeye. Tüm bunların ortasında bizim kerata, onları derlemiş, toparlamış, anlamlı bir defter bulmuş içine yerleştirmiş. Düşünceli. Saygılı. Makina ile yazılı olan mektuplar açık, diğerleri kapalı zarflarda… İki de fidan diktirmiş, işte masrafı orada yapmışlar, herbir fidan için anlamlı birer mektup…
Açıldıkça açılıyor paketler, zarflar, defter sayfaları… 10 dakika kadar sürdü bu sunum… Ve ben kalakaldım. Birçok kişinin katılımı ile, koca bir yaşamın, saygılı bir özenin ürünü nefis bir hediye almaktaydım. Yaşamımda elde ettiğim en anlamlı hediyeler arasında o… Onca zaman geçti aradan, o yaşadığım heyecan ve mutluluk hala dinmedi, uzun süre de dinebileceğini sanmıyorum.
Onlarca senedir, hediye kavramını bir şekilde dile getiririm, anlamını vurgularım. O söyleyip durdıklarımı bire bir yaşamış oldum. Emeği geçenlere gönülden teşekkür ederim.
Bir, birkaç satır, birkaç dakikalık belki, bir düşünce ile bana büyük mutluluk yaşattınız. Sağolunuz.
Gecikmiş değil, zamana sığmayan bir teşekkürü, öngörülmedik bir zamanda iletmiş oluyorum. İnsanlığa, dostluğa bir hediye olsun.
Gün ARUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder